Ankara Katliamını Kınıyoruz

Ankara’da yaşanan katliamı kınıyoruz. Yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.Hayatını kaybedenlerin yakınlarına baş sağlığı diliyoruz”

Her zaman geçtiğimiz, yürüdüğümüz, otobüse bindiğimiz, alış veriş yaptığımız, güldüğümüz, üzüldüğümüz mekanların kan gölüne dönmesi oldukça üzücü, kahredici. Ankara'nın her noktasına küçük anıtlar dikmeye başladık. Hayatını kaybeden günahsız insanların anısına... Bu, o kadar kalleşçe bir durum ki. Kendini bile korumaya gerek duymayacak kadar mert insanlara yapılan sinsi korkakça ve kalleş bir saldırı. Bu coğrafya daha da dayanılmaz hale gelmeye başladı.

Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına Allah sabır versin, Hepimizin başı sağolsun. Can veren genç kardeşlerimin, babalarımın, annelerimin sızısı burnumda, orada vefat eden vatandaşlarımızın kanı ellerine bulaşmış olanlar hala mesnetsiz demeçlerde bulunup mevcut durumu siyasi hamle yapma fırsatı olarak görürken, bir vatandaş olarak öfkem kabarıyor. Umutsuzluk asla yok, biz Türk Devletiyiz. Alah'a verdiği din, millet ve devlet için nihayetsiz şükürler olsun. Akan kanın bedeli düşmana, haine ve ihmali bulunan herkese sorulmalı. Allah yaralılarımıza şifa versin. Bir daha olmaması için devletimize, milletimize, ordumuza zeval vermesin.

Tüm dostların taziye mesajlarına katılıyor ve duyarlılıkları için kendilerini tebrik ediyorum. Ben de terörü lanetliyor ve faillerinin-işbirlikçilerinin topyekün yok edilmelerini istiyorum. Hükümetin derhal güvenliğin sağlanması için ne lazımsa yapması gerekir diye düşünüyorum. Eskiden mahalle muhtarından form alıp, imzalattırıp o mahalleye taşındığını mahalle karakoluna verdiğin belge ile bildirimde bulunuluyordu ve bu bildirimi yapmayanlar suç işliyor, takip ediliyor, gereği yapılıyordu. Herkes komşusunun kimler olduğunu ne işle iştigal ettiğini, misafiri olup olmadığını bilir uzak misafiri gelirse onlara hoşgeldin ziyaretine gidilirdi. Bir anlamda oto kontrol olurdu. Mahalle muhtarı tüm mahallenin kaydını tutar hangi evde kimler oturur kaç kişi yaşar bilirdi ve takip ederdi. Gece mahalleyi Bekçi Baba korurdu. Biz uykuda iken onlar uyanık olur ve sabaha kadar görev yaparlardı. O günlerde terör en azından sadece bölgeseldi ve kırsalda yaşanıyordu. Bilmem anlatabildim mi ?